YENİ İLİÇ OLMASIN !
Haftası olmadı, canlarımız toprak altında kaldı. Büyük bir çevre felaketi yaşadık. Hasarın boyutu tahmin edilenden çok fazla olacak gibi. Erzincan İliç ile İzmir Efemçukuru arasında yüzlerce kilometre mesafe olmasına rağmen tehlike bir o kadar yakın.
İzmir’in içme suyu kaynağı Tahtalı su havzasına bu kadar yakın, İzmir şehir merkezinin adeta dibinde, altın madeni işletilen Efemçukuru mahallesi. Biz de tam ortalarında olan Yeniköy’deyiz.
Madende her 100 ton topraktan 7 gr altın, 10 gr gümüş çıkarılıyormuş. 10 gram için 10 bin dönüm cins üzüm yetişen bağ, verimli zeytinlikler, güzelim çam ormanları 10 binlerce yetiştirilen hayvan tehlike altında değil mi ? Peki çevrede yaşayan insanların hayatı, suyu kullanan İzmirli ne olacak ?
Tehlikenin farkında mıyız?
.
19 Şubat
Bizim diktiklerimizden değiller , vazoda durduklarına da bakmayın, bunlar “toprağın gerçek evlatları”.
Dağ Lalesi ( Anemone Corenaria )
18 Şubat
DEĞER KATMAK
Dün bir kez daha gördük, “ Koltuklar değildir insana değer katan” İzmir’e Değer Katanlar adlı etkinlikteydim. İki İzmir’de yaşayan “edebiyat çınarını” izledim. Zeki Büyüktanır ve Mevlüt Kaplan.
Salon küçük, katılanların gönlü büyüktü. İki büyüğümüzün yaşamından kesitleri video sunumunda izledim. Şiirlerini usta şairler seslendirdi. Doyumsuz anılar dinledim yakın dostlardan.
Tören boyunca yanımda 70 yaşlarında bir çift oturuyordu. Coşkuyla alkışlıyorlar, zaman zaman da konuşmalardan, şiirlerden etkilenip duygulanıyorlardı. Program sunucusu benden de bir konuşma yapmamı istemişti. Konuşmam bitip yerime oturduğumda kutladılar, “Mevlüt Bey’in oğlu muydunuz? Çok memnun olduk”. Sonra Hanımefendi anlatmaya başladı. “Öğretmenlikte ilk yıllarımdı, Karabağlar Cevdet Güçlüer okulunda çalışıyordum. Mevlüt Bey teftişime geldi. Nasıl heyecanlıydım anlatamam. Tutuldum adeta, dersi anlatamadım. Hocam durumu anladı, “ Hocanım izin verirseniz ben çocuklarla biraz sohbet etmek istiyorum, “ dedi. Çocukların aileleriyle ilgili ve güncel hayattan şeyler sordu. Ders çok iyi geçmiş, heyecanım tamamen bitmişti. Sonraki dersi ve teftişimi başarıyla tamamlamıştım. O gün babanızdan mesleki birçok şey öğrendim, yapmam gerekenleri uzun uzun anlatmıştı. Öğretmenliğim boyunca birçok kez teftiş gördüm, bir tek babanızın adı hafızama kazılı kaldı. Karşıyaka’da oturuyoruz, hocamın adını afişte görünce mutlaka yanında olmak istedik.
Aslında günün konusu ‘İzmir’e değer katanlar’ ile ilgili onurlandırma etkinliğiydi, ama “İnsan yaşamına değer katmak” gibisi yoktu. Sınırları aştık dün, duygu, cuşku, vefa hepsi vardı. Onurlandık, gururlandık.
Böylesine içten katılımla yapılan etkinlikler; Hükümet temsilcileri, yerel yöneticiler ve siyasetçilerin üzerinde olduğundan yoklukları da hiç hissedilmiyor. Eksik olmasınlar.